Forma girmek, spor yapan herkesin en büyük arzusu. Ancak bu amaçla yola çıkanlar kısa süre içinde sıkıldıkları için hedeflerinden sapıyor. Bunu önlemek için, sporu yapmaktaki esas amacınız sadece aynaya baktığınızda farklı görünmek olmamalı. Yoksa istediğiniz hızda sonuç almadığınızı hissettiğinizde, motivasyonunuzu kaybedersiniz. Önemli olan şeyin, iyi görünmek değil, iyi hissetmek olduğunu unutmayın.
Çevrenize bir bakın. Harika bir bedene sahip olup da hâlâ kendisinden mutsuz olan insanlar göreceksiniz. Eğer kişi kendisi ile barışık değilse, spor yapması da pek işine yaramaz.
Motivasyon Nedir
Öncelikle motivasyonun ne olduğunu anlatalım. Motivasyon içsel ve dışsal güdüdür. Bu güdü sayesinde kişi yapmak istediğini yapar, gitmek istediği yere gider, hedefine ulaşır, hedefi doğrultusunda yola çıktığında yol üzerindeki ayrımlarda istikametini belirleyebilir.
İçsel motivasyon kişinin kendi benliğinden gelen uyarılardır. Hedefini düşünüp, ona ulaşma isteği ve çabasıdır. Dışsal motivasyon çevresel faktörlerin kişiyi hedefine yöneltmesidir. Bu bir arkadaş olabilir, bir resim ya da video olabilir. Bir örnek verecek olursak bir firmada çalışan bireyin maaşı dışsal motivasyon, yaptığı işi severek isteyerek yapması ise içsel motivasyondur.
Sporda Bir Hedefiniz Olsun
Kendi belirleyeceğimiz motivasyon hepsinden daha etkili bir yoldur. Bizi hedefe götürmede çok daha etkin olacaktır. Bunun için öncelikle kendi haritamızı çıkarmalıyız. Neredeyiz ve nereye gitmek istiyoruz. Ben burada fitness üzerine yoğunlaşmak istiyorum çünkü fitness spor psikolojisinin diğer adıdır. Kişi vücut geliştirme ile ilgilenmek istiyor, vücudunun şeklini değiştirmek istiyor. Öncelikle kendi vücudunun bir tahlilini yapmalıdır. Örneğin vücut ölçülerini çıkartabilir, sonrasında kilosunu ölçebilir, aynada görünümüne bir bakabilir. Böylece nerede olduğumuzu öğrenmiş oluruz. Sonra kendimize bir hedef belirlemeliyiz. Nasıl görünmek istiyoruz. Bunun için ölçülerimizin nasıl olması gerektiğini, kilomuzun kaç olmasını istediğimizi, aynaya bakınca nasıl bir görüntü istediğimizi belirlemeliyiz. Bunlar ölçüsünde yol haritamızı belirlemeliyiz. Bu hedefe ulaşmak için neler yapmam gerekiyor, nasıl bir yol izlemem gerekiyor gibi soruların cevaplarını aramalı, bulmalı ve harekete geçmeliyiz.
Planımızı yaptıktan sonra dışsal motivasyonlara yönelmeliyiz. Canımızın spor yapmayı hiç istemediği günler olacaktır. Bu günlerde spor esnasında sevdiğimiz şeyleri yapmak bizi olayın içine daha çok sokabilir. Örneğin spor esnasında yavaş ve dinlendirici müzikler yerine daha hareketli şarkılarla üzerimizdeki uyuşukluğu atabiliriz. Spor esnasında müzik tarzımızı değiştirmemiz de uygun bir yoldur. Örneğin ısınma ve gerdirme esnasında yavaş müzikler ile başlayıp, çalışma esnasında daha hareketli ve tempolu mizikler, soğuma ve gerdirme esnasında tekrar yavaş müzikler dinleyerek yapmakta olduğumuz işe daha iyi konsantre olabiliriz.
İçsel motivasyonu kaybetme sebepleri planlama hatalarından, hedefe yeterince odaklanamamaktan kaynaklanmaktadır. Planlama hatalarından kasıt hedefimizi iyi belirleyememektir. Başarmamızın çok zor hatta imkansız olduğu hedefler genellikle kendimize güven eksikliği doğurur ve bir yerden sonra artık hedeften şaşmalar, başka istikametlere yönelmeler olarak kendisini gösterir. Bu sebeple planımız en zor koşulda daha yapabileceğimiz şekilde seçilmelidir. Bu şekilde aralara serpiştireceğimiz kısa süreli hedeflere ulaşmamız çok daha kolay olacaktır ve biz bu hedeflere ulaştıkça bir sonraki hedef için daha fazla motive olacağız. Biraz önce verdiğimiz örnekten yola çıkarsak vücut ölçülerimizi çıkardıktan sonra örneğin bir sene sonra ölçülerimizin nasıl olmasını istediğimizi belirlemeli, bunu 2-3 aylık dönemlere bölmeliyiz. İlk 3 ay sonunda şu seviyede olacağım, sonra bu seviyeye ulaşacağım gibi ara hedefler belirlediğimiz takdirde ara hedeflere ulaştıkça artık yola yeniden başlamış gibi hissedecek ve kendimizi daha motive göreceğiz.