9 Ocak 2014 Perşembe

Motivasyon

Sporda Motivasyon


Forma girmek, spor yapan herkesin en büyük arzusu. Ancak bu amaçla yola çıkanlar kısa süre içinde sıkıldıkları için hedeflerinden sapıyor. Bunu önlemek için, sporu yapmaktaki esas amacınız sadece aynaya baktığınızda farklı görünmek olmamalı. Yoksa istediğiniz hızda sonuç almadığınızı hissettiğinizde, motivasyonunuzu kaybedersiniz. Önemli olan şeyin, iyi görünmek değil, iyi hissetmek olduğunu unutmayın.
Çevrenize bir bakın. Harika bir bedene sahip olup da hâlâ kendisinden mutsuz olan insanlar göreceksiniz. Eğer kişi kendisi ile barışık değilse, spor yapması da pek işine yaramaz.



Motivasyon Nedir

Öncelikle motivasyonun ne olduğunu anlatalım. Motivasyon içsel ve dışsal güdüdür. Bu güdü sayesinde kişi yapmak istediğini yapar, gitmek istediği yere gider, hedefine ulaşır, hedefi doğrultusunda yola çıktığında yol üzerindeki ayrımlarda istikametini belirleyebilir.
İçsel motivasyon kişinin kendi benliğinden gelen uyarılardır. Hedefini düşünüp, ona ulaşma isteği ve çabasıdır. Dışsal motivasyon çevresel faktörlerin kişiyi hedefine yöneltmesidir. Bu bir arkadaş olabilir, bir resim ya da video olabilir. Bir örnek verecek olursak bir firmada çalışan bireyin maaşı dışsal motivasyon, yaptığı işi severek isteyerek yapması ise içsel motivasyondur.
Sporda Bir Hedefiniz Olsun



Kendi belirleyeceğimiz motivasyon hepsinden daha etkili bir yoldur. Bizi hedefe götürmede çok daha etkin olacaktır. Bunun için öncelikle kendi haritamızı çıkarmalıyız. Neredeyiz ve nereye gitmek istiyoruz. Ben burada fitness üzerine yoğunlaşmak istiyorum çünkü fitness spor psikolojisinin diğer adıdır. Kişi vücut geliştirme ile ilgilenmek istiyor, vücudunun şeklini değiştirmek istiyor. Öncelikle kendi vücudunun bir tahlilini yapmalıdır. Örneğin vücut ölçülerini çıkartabilir, sonrasında kilosunu ölçebilir, aynada görünümüne bir bakabilir. Böylece nerede olduğumuzu öğrenmiş oluruz. Sonra kendimize bir hedef belirlemeliyiz. Nasıl görünmek istiyoruz. Bunun için ölçülerimizin nasıl olması gerektiğini, kilomuzun kaç olmasını istediğimizi, aynaya bakınca nasıl bir görüntü istediğimizi belirlemeliyiz. Bunlar ölçüsünde yol haritamızı belirlemeliyiz. Bu hedefe ulaşmak için neler yapmam gerekiyor, nasıl bir yol izlemem gerekiyor gibi soruların cevaplarını aramalı, bulmalı ve harekete geçmeliyiz.
Planımızı yaptıktan sonra dışsal motivasyonlara yönelmeliyiz. Canımızın spor yapmayı hiç istemediği günler olacaktır. Bu günlerde spor esnasında sevdiğimiz şeyleri yapmak bizi olayın içine daha çok sokabilir. Örneğin spor esnasında yavaş ve dinlendirici müzikler yerine daha hareketli şarkılarla üzerimizdeki uyuşukluğu atabiliriz. Spor esnasında müzik tarzımızı değiştirmemiz de uygun bir yoldur. Örneğin ısınma ve gerdirme esnasında yavaş müzikler ile başlayıp, çalışma esnasında daha hareketli ve tempolu mizikler, soğuma ve gerdirme esnasında tekrar yavaş müzikler dinleyerek yapmakta olduğumuz işe daha iyi konsantre olabiliriz.
İçsel motivasyonu kaybetme sebepleri planlama hatalarından, hedefe yeterince odaklanamamaktan kaynaklanmaktadır. Planlama hatalarından kasıt hedefimizi iyi belirleyememektir. Başarmamızın çok zor hatta imkansız olduğu hedefler genellikle kendimize güven eksikliği doğurur ve bir yerden sonra artık hedeften şaşmalar, başka istikametlere yönelmeler olarak kendisini gösterir. Bu sebeple planımız en zor koşulda daha yapabileceğimiz şekilde seçilmelidir. Bu şekilde aralara serpiştireceğimiz kısa süreli hedeflere ulaşmamız çok daha kolay olacaktır ve biz bu hedeflere ulaştıkça bir sonraki hedef için daha fazla motive olacağız. Biraz önce verdiğimiz örnekten yola çıkarsak vücut ölçülerimizi çıkardıktan sonra örneğin bir sene sonra ölçülerimizin nasıl olmasını istediğimizi belirlemeli, bunu 2-3 aylık dönemlere bölmeliyiz. İlk 3 ay sonunda şu seviyede olacağım, sonra bu seviyeye ulaşacağım gibi ara hedefler belirlediğimiz takdirde ara hedeflere ulaştıkça artık yola yeniden başlamış gibi hissedecek ve kendimizi daha motive göreceğiz.

Antrenman

Vücudumuz spor salonudur. Vücut ağırlığınızı kullanarak iyi sonuçlar alınabilir.

Günümüzde egzersiz planlamalarında çeşitli modifiye ve yenilikçi egzersizler ön plana çıkmıştır. American Council On Exercise ve Americcan College of sport Medicine, 2013 yılı için yaptığı Trend antrenman programlarında ilk 10′da Vücut ağırlığımız yapılan egzersizlerinin ön plana çıkacağını belirtmiştir.


Son yıllarda spor  merkezlerinde ve dışarıdaki alanlarda kendi vücut ağırlığınızı kullanarak egzersiz yapacağınız bir çok çeşitli aksesuarlar günümüzde moda olmuştur. Vücut ağırlığı ile yapılacak egzersizlerinizi güvenli ve etkili nasıl planlıya bilirsiniz. Bir Bench press hareketi yaparken bir sehpaya yatarsınız. Ağırlığı yukarı doğru iterek göğüs kaslarınızı çalıştırırsınız. Burada göğüs kaslarınızın mutlak kaldırabileceği kuvveti ve gücü genel anlamda arttırabilirsiniz. Ama göğüs kaslarınızın işlevsellik ve de fonksiyonel şekilde minimum bir gelişme olacaktır. Çünkü bizler normal hayatta bu tarz bir hareket yapmayız. Bu aşamada yapılan egzersizlerin yaşamımızı daha kaliteli hale getirmesi amaç ise, bunun dışına çıkmalı ve farklı fonksiyonel egzersizler seçmeliyiz.


1. Inchworm:  Kendinizi tırtıl olarak hissetmek istermisiniz ? O zaman bu hareketi deneyin. Ayakta dururken yerden bir cisim alır gibi eğilin ,  ellerinizi yere değdirin ve ellerinizi ilerletin. devamında kalça ve bacaklarınızı kullanarak sabit olan ellerinize yavaşça hareket edin.
2. Tuck Jump: Ayakta durur pozisyonda iken harekete başlayarak çömelin. Hızlıca kalkarak mümkün olan en yükseğe zıplayın. Tepe noktasında dizlerinizi karnınıza çekin ve tekrar yere düşün.
Bu hareketi Tabata antrenmanlarınızda kullanabilirsiniz.
3. Bear Crawl: Basitçe ” ayı yürüyüşü ” olarak tabir edebileceğimiz bu harekette elleriniz ve ayaklarınız yerde başlıyorunuz. Aynı taraftaki  bacak ve kolu öne atarak yürüyorsunuz. Belinize bir ağrılık bağlayarak sınırlarınızı test edebilirsiniz. Ayrıca arkadaşlarınızı ürkütmek konusunda da bear crawl gayet başarılı!
4. Plyometric Push-Up: Biraz zorlanmaya ne dersiniz. Cevabınız evet ise bu hareketi mutlaka deneyin. Şınav hareketinin modifiye edilmiş hali olan Plyometric Push-Up ‘da yerden uzaklaşırken patlayıcı bir kuvvetle kendinizi itiyor ve yerden bağlantınızı kesiyorsunuz. Buraya kadar yapılan hareket 1 tekrar sayılıyor.
5. Stair Climb with Bicep Curl: Biceps curl hareketini yaparken merdiven çıktığınızı ya da indiğinizi hayal edin. Hepsi bundan ibaret !
6. Mountain Climber: Elleriniz yerde ve hareketsiz iken ayaklarınızı bir yere tırmanır gibi hareket ettirin. Hareketin açısını ve yapısını bozmadan olabildiğince hızlı tekrarlayın.
7. Burpee: Ayakta ve rahat pozisyonda başladığımız bu hareketi çömelerek devam ediyoruz sonrasında şınav pozisyonu alıp bir adet şınav çektikten sonra tekrar çömelme pozisyonuna dönüyoruz , var gücümüzle ziplayarak tekrar ayakta ve rahat olan ilk pozisyonumuza dönüyoruz. Buraya kadar yaptığımız hareketlerin toplamı 1 adet burpee oluyor.
8. Prone walkout: Ayakta dururken yerden bir cisim alır gibi eğilin ,  ellerinizi yere değdirin ve ellerinizi ilerletin. Kalça ve bacaklarınızın duruşunu bozmadan elleriniz ile ilerleyebildiğiniz kadar ilerleyin. Aynı şekilde geri dönün. Buraya kadar yapılanları 1 tekrar kabul ederek 4-6 tekrar yapın.
9. Plank: Bildiğinize emin olmak ile beraber tekrar hatırlatmakta fayda var. Ön kolunuz ile kolunuzu 90° lik açıya getirin. Ön kolunuzu yere yaslayarak vücudunuzu düz bir konuma getirin. Şu an plank pozisyonundasınız. Bu pozisyonu 30-60 saniye sürdürüp dinlenin. Bunu istediğiniz kadar tekrarlayabilir , plank pozisyonunda kaldığınız süreyi arttırabilirsiniz.
10. Plank-to-Push-Up: Plank ile şınav hareketinin birleşimi olan bu harekete şınav pozistonunda başlayıp bir kolunuzu plank yapar gibi yere indiriyorsunuz sonra diğer kolunuzu da plank pozisyonuna getirip tekrar şınav pozisyonuna dönüyorsunuz. Bu 1 tekrar demektir. 6-8 tekrar sizi fazlasıyla yoracaktır.

Isınma

Bir sporcunun vazgeçilmezi : Isınma




Bilindiği üzere her spor branşında etkinliğe başlamadan önce ısınma (warm-up) tavsiye edilir. Bunun sebebi oluşacak sakatlıkları önlemek ve mental olarak etkinliğe veyahut müsabakaya hazır olmayı sağlamaktır. Isınma hareketleri genel olarak  2′ye ayrılır.

-dinamik(aktif) ısınma
-statik(pasif) ısınma

Dinamik ısınma içinde sporcuların aktif olarak yaptığı hareketleri dahil edebiliriz. Yürüyüş koşu zıplama ve esnetme bunlardan bazılarıdır. Aktif olarak yapılan ısınma aktiviteye hazırlanırken yapılacak ısınma çeşitlerinden en fazla etkili olandır. Araştırmalara göre kas içine olan kan akımını düzgün yapılan bir aktif ısınma 6 kat artırmaktadır.

 Statik ısınma her nekadar aktif ısınmanın yerini tutamayacak bir tür olsada destekleyici olarak seçilebilir. Bu ısınma türünün içinde sıcak duş, sauna, masaj ve benzeri uygulamalar yer almaktadır. Araştırmalara göre düzenli ve düzgün yapılan statik(pasif)ısınma kasa ulaşan kan akımını 3 kat a kadar artırabilmektedir.

  Bunların yanında sporcunun aktiviteye kendini hazırlaması ve yapacağı hareketleri planlayarak zihnen kendni odaklaması durumuna da mental ısınma ismi vermekteyiz.   Peki niye ısınıyoruz?   Aslında bunun birçok cevabı olmakla beraber aklıma gelenleri açıklayayım.

 Kasın ısınması elastikiyetini artırmakta ve sporcuya daha cok hareket kabiliyeti tanımaktadır.
 Vucudun ısınması kanımızda bulunan ve oksijeni dokulara götüren hemoglobinin oksijeni dokulara bırakma yeteneğini artırır

 Yükselmiş vucut ısısında ;kaslarda bulunan miyoglobilin hemoglobin gibi davranır(kasın daha fazla oksijenlenmesini sağlar)
 Kılcal damarlar ısınmadan sonra 70-75 persentil genişler.
Ayrıca ısınarak dolaşım hızımızı artırdığımız için kasların aktivite içinde ihtiyaç duyacağı maddelerin kasa daha hızlı ulaşmasını sağlarız.   Çok bilinmeyen ama bir okadar da önemli olan başka bir nokta ise sinirlerin ileti hızının artmasıdır.Böylece daha hızlı refleks yanıt vererek aktivite içinde tetikte olmamızı sağlayacaktır.



Peki nekdar ısınmalıyım?
Etkin bir ısınma 10 ile 20 dakka arasında değişmekle beraber bu sınırların dışında etkinliğini büyük ölçüde kaybeder ayrıca ısınma hareketlerinden sonra bu etkiler 45 dakika içinde tamamen kaybolur. Bundan dolayı ısındıktan sonra eğer mümkünse hemen aktiviteye geçin.   Germe(streching) in etkileri yararları ve püf noktaları
Kasların etkinlik derecesini yükseltir. Kaslar üzerine yapılan basınç olarak germe açma sonucu ile kasın kan ile dolmasını sağlar
Hareketin salınımını artırarak eklemlerin hareket kabiliyetini artırır. Sporcıalrda eklem hareket kabiliyeti performansı değerlendirmede önemli bir kriterdir
Sporcunun uyguladığı teknikte etkinlik sağlanmış olur .Dolayısı ile hareketin tamlığı, kuvvet verme, adım ritmi ve adımın düzeni açısından bir durum yaratılmış olur.
 Sakatlanma(yaralanma) tehlikesi en alt düzeye iner.Germe sonucu kas tonusu düşürülmüş olur.Böylece eklem yüzeyleri üstündeki basınç ve pasif hareket organları üzerine yapılan yüklenme azaltılmış olur.
 Dinlenmeyi (Regenerasyon)hızlandırır.Germeden sonra taze kan dolunumu ile kaslar canlılık kazanır. Dinlenmeyi çabuklaştıran geliş ve gidiş maddelerinin akışı sağlanır
 Kuvvetlendirme (Kuvvet) için bir uyarımdır. Germeden önce yapılmış olan kas kasılması sporcuların çok az da olsa kas potansiyelleri ve yaralanmalardan sonraki rehabilitasyonda, ilgili kas kitlelerini de belirli ölçüde kuvvetlendirmiş olur.
Stretching her gün, yani her antrenman bütünlüğü içerisinde uygulanması gerekir.
Germe(streching) hareketleri ne zaman yapılmalıdır?
 Isınmanın bir bölümü olarak antrenman başında
 Koşulardan sonra
 Antrenmanın kendine özgü ağırlığı olarak
 Antrenmanın bitiminden sonra uygulanabilir.

Zayıf Olmak Mı, Fit Olmak Mı?

Fit Olmak İçin Nasıl Beslenmeli? Neler Yapılmalı?

Fit olmak, birçok kavramı içinde barındıran bir tanımdır. Fit olan birey, hem ideal kilosundadır hem de zinde bir vücuda sahiptir.
Fit olmak için sadece beslenme programınızı değil, beslenme programıyla birlikte yürüteceğiniz, yaşam tarzınıza uygun bir egzersiz programı da planlamalısınız. Bu; sahilde yapacağınız tempolu bir yürüyüş, evde ip atlamak veya dans etmek bile olabilir. Önemli olan bunu bir yaşam tarzı haline getirerek, sürekliliğini sağlamanızdır. Bu sabır gerektiren bir süreç olacağından, kısa vadede büyük değişimler beklememelisiniz. Beklentinizi ne kadar düşük tutarsanız, hayal kırıklığına uğrama ihtimaliniz de o kadar azalır, bu sayede de motivasyonunuzun düşme olasılığı zorlaşır.




Beslenme konusunda, fit kalmak için bazı olmazsa olmazlar vardır. Örneğin kan şekerinizi hızla yükseltecek fazla miktarda karbonhidrat, şeker içeren yiyeceklerden uzak durmanız gerekir. Çünkü kan şekerinde ani oynamalar bitkin ve isteksiz hissetmenize, insülin hormonunun gereksiz salgılanması da vücut yağ yüzdenizin artmasına neden olacaktır.


Beslenme programınızda yağ yüzdesinin düşük olması önemlidir. Ancak bu hiç yağ tüketilmemesi gerektiği anlamına gelmez, belirli oranlarda kalmak koşuluyla yağ da tüketmelisiniz.

Özellikle fit olmak için spor yapan bireylerin en çok kafasını karıştıran konulardan biri de protein alımıdır. Protein, dokuların yapımı ve onarımı için önemlidir; ama aynı zamanda karbonhidrat kadar da enerji içerir ve fazla tüketildiğinde vücutta yağ olarak depolanır.
Fit kalmak için ilk aşamada yapmanız gereken, sağlıklı bir yaşam için küçük adımlar atarak, sağlıklı beslenme ve düzenli egzersizi bir yaşam biçimi haline getirmeye çalışmaktır.

Beslenme

Fit Beslenme

Egzersiz sağlıklı yaşamın vazgeçilmez parçası. Ancak kilo vermeye çalışan, kas kitlelerini artırmak için uğraşan ve en önemlisi de kilolarını korumak için çabalayan kişilerde daima “Nasıl bir yol izlemeliyim?” sorusu gündeme geliyor. Egzersizle beraber beslenmenin nasıl bir işbirliği içinde olması gerektiği meselesi karmaşıkmış gibi görünüyor olabilir. Aslında hiçbir şey o kadar zor değil! İşin sırrı, “Fark Etmeden Diyet Beslenme ve Eğitim Danışmanlığı’ndan Uzman DiyetisyenSelahattin Dönmez”in vereceği aşağıdaki 9 maddede saklı…Fitness genel olarak fonsiyonel kapasite ile alakalıdır yani kişinin efor kapasitesidir.Efor kapasitesinin bir yaş sınırı yoktur.kişinin günlük yapıcağı işle doğrudan orantılıdır.efor sarfettikten sonra yorulmuyorsa kişi fit sayılır.



Genel Olarak Kilo Almak İçin Diyet



Kahvaltı: 1 adet haşlanmış yumurta, 1 kibrit kutusu beyaz yada kaşar peynir, 5 adet zeytin, 3 çay kaşığı kadar bal, 4 – 5 dilim ekmek, bunların yanına salatalık ve domates ilave edilecek.

Ara: Bir tabak kadar meyve, olası meyveler: 1 elma, 1 muz, 1 portakal, mandalına, greyfurt,  + 5 adet bisküvi   (Bu kadar meyve yiyemem diyorsanız, mutlaka 1 tabak makarna ya da pilav)

Öğle:  En az 3 çeşit, tabak yemek. (1 ana yemek + 1 çorba + 1 makarna veya pilav veya dengi gıda) 4 – 5 dilim ekmek , varsa herhangi bir tatlı çeşiti 3 dilim.

Ara: 1 bardak süt + 2-3 dilim reçelli veya peynirli ekmek.

Akşam: 3 tabak, çeşitli yemek, biraz yağlı olması sorun olmayacaktır. 4 – 5 dilim ekmek, yanına 2 dilim tatlı.

Ara: Yatmadan önce 5-6 parça bisküvi + 1 adet meyve (elma, portakal, muz)

Listeyi kendinize göre düzenleyebilirsiniz, günlük yaşantınızda her gün uygularsanız belirli bir kiloya geldiğinizde diyeti bırakabilirsiniz.

Fitness Tarihi

Bir adamın fiziksel durumunu geliştirmek için yaptığı başlangıcın global anlamda bir fitness devrimi niteliğine dönüşeceğini kim bilebilirdi ki. Efsanevi Lifecycle egzersiz bisikletinin mucidinin adi Keene P. Dimick’ti. 1968 yılında yaptığı icadın, dünyanın çeşitli yerlerinde yasayan insanların umutlarını ve hayallerini sonsuza dek gerçeğe dönüştüreceğini bilmiyordu.
Life Fitness’in hikayesi, genç girişimciler olan Ray Wilson ve Augie Nieto’nun, Dr. Dimick’in bulusunun ne denli umut vaat edici olduğunu fark etmeleriyle başladı. Zamanının biraz ötesinde olsa da, bu iki girişimci Lifecycle egzersiz bisikletlerinin birçok atleti, eğitimciyi, egzersiz yapan kişiyi ve birçok başka kişiyi daha mutlu ve daha sağlıklı kılacağına ve hayatlarına anlam katacağına inanıyorlardı.
Wilson ve Nieto, Lifecycle bisikletinin haklarını Dr. Dimick’ten satın aldılar, mükemmel hale getirdiler ve ürünlerini bir kamyona yükleyerek Amerika’nın çeşitli yerlerindeki sağlık kulüplerine satmak üzere yola çıktılar. Lifecycle egzersiz bisikletlerinin karşı karşıya bulunduğu olumsuzluklara ve o tarihlerde fazla popüler olmamasına rağmen, inanç dolu bu iki adam hiçbir zorluktan yılmadılar ve imkansız gibi görünen bir vizyonu benzersiz bir gerçeğe dönüştürdüler. Bu süreç zarfında, kardiyovasküler egzersiz kavramını geliştirmek ve sağlık kulüplerinde tercih edilen bir ekipman haline getirmek suretiyle, Life Fitness’in ve fitness endüstrisinin geleceğini şekillendirdiler.

Bugün, Life Fitness 12 uluslararası bağlı şirketi bünyesinde 1,700’den fazla kişiyi istihdam etmekte, 120’den fazla ülkede 186 acente ve distribütörle çalışmaktadır. İlk Lifecycle bisikletinden bu yana oldukça uzun bir yol kat ettik ve su an itibariyle 300’den fazla farkli kardiyo ve vücut geliştirme ürünü sunmaktayız. Life Fitness’in tarihçesi birçok yeni buluşla ve bu endüstriyle ilgili “ilkler”le doludur. Fitness endüstrisinin gelişiminde oynadığımız rol ve tarihçemiz ile ilgili bilgileri aşağıda bulacaksınız.


1960'li Yıllar - Devrim Başlıyor

Tek kişilik kulüpler, saglik kulübü zincirleri haline dönüşmeye başladı.Profesyonel vücut geliştiriciler ve atletler arasında popüler olan serbest ağırlıklar, tüketicilerin dikkatini çekmeye başladı.Bir kimyager ve mucit olan Dr.Keene Dimick dünyanın ilk bilgisayarlı fitness ekipmanı olan Lifecycle egzersiz bisikletini geliştirdi.“Aerobik” deyimini dilimize kazandiran Dr. Kenneth Cooper, aerobik ve fiziksel gelişim konularında kapsamlı araştırmalar yaptı.Jack LaLanne, kişisel fitness konusunda bir rol modeli haline geldi.Birçok sağlık kulübü sauna, dinlenme salonu, yüzme havuzu, serbest
ağırlık ve çeşitli serbest ağırlık ekipmanlarını tesislerinin bünye-
sine dahil ettiler.




1970’li Yıllar – İşler Hız Kazanıyor

Sağlık kulübü zincirleri, üyelik ücretlerinde yapılan düzenlemeler sonucu popüler hale geldi.Dr. Dimick, Lifecycle egzersiz bisikleti ile ilgili hakları Lifecycle, Inc.’yi Augie Nieto ile birlikte kuran Ray Wilson’a 50.000$ karşılığında sattı.Olimpiyatlarda altın madalya kazanan Mark Spitz ve Peggy Fleming, binlerce Amerikalı da vücut geliştirme isteği uyandırdı.Lifecycle 2000 egzersiz bisikleti ticari kullanıma sunuldu.Bisiklete binme ve koşma çılgınlığı dünyayı sarınca, ara egzersiz kavramı ortaya çıkmış oldu.

                                                                                                                                         

1980’li Yıllar - Fiziksel Görünüm Ön Plana Çıkıyor


Olivia Newton-John, 1982 yılında yaptığı “Let’s Get Physical” videosu ile sağlık kulüplerinde yapılan egzersizleri ön plana çıkardı.Bally Manufacturing tarafından satın alınan Lifecycle, Inc.’nin ismi Life Fitness, Inc olarak değiştirildi.Likralı ve parlak renkte egzersiz kıyafetleri bir moda kategorisi haline geldi.Life Fitness Kürek ve Life Fitness Step cihazı pazarda bir numara oldu.1987 yılında 13.8 milyon kişi sağlık kulüplerine üye oldu.Life Fitness Circuit elektronik direnç kavramının gelişimiyle, geleneksel vücut geliştirme programları yeniden tanımlandı.Egzersiz endüstrisi, step aerobik, merdiven tırmanma makineleri, eliptik cross-trainer, cross-country kayak makineleri, aerobik rider ve aquatic egzersiz gibi yeni faaliyetlerle bambaşka bir çehre kazandı.

Genel Olarak Fitness

Fitness kelime anlamı olarak "Sağlıklı ve formda olmak"tır. Birçok egzersize dayalı bir spordur.

Diğer bütün sporlardan farklı bir hedef olarak, bütün kasların tek tek aletli ya da aletsiz çalıştırılmasıyla sıkılaştırılması ve güçlendirilmesi amaçlanır. Esasen bütün sporlar dallarında fitnessta kullanılan egzersizler yer alır yahut bir spor dalına özel bir egzersiz fitnessta yer alabilir. Çünkü her spor dalında vücutta ağırlıklı kullanılan kas grupları vardır. Bu kas gruplarına kondisyon kazandırılması için yapılan egzersizlerin pek çoğu fitness egzersizleri olarak da kullanılmaktadır.


Her kişiye ve belirlenen amaca göre antrenman programları farklılık arz eder. Fitness sporunda kesin bir antrenman standardından söz edilemez. Yani her yaşın, her hayat tarzının ve vücut tipinin birbirinden farklı olarak; bir uzman tarafından takip edilen çalışma programı olmalıdır. Bu spor belirli kalıp ve hedefleri olmadığından dolayı her yaşta yapılabilir. Örneğin 16 yaşında ya da 55 yaşında bu spora başlayabilirsiniz.

Bu sporun vücut geliştirmeden iki farkı bulunur: Öncelikle gelişmek için değil, sağlık için yapılır. Ayrıca bir fitness antrenmanında kardiyo vasküler çalışma (koşmak, pedal çevirmek gibi sizi nefes nefese bırakacak, kalori harcatan ve zindelik sağlayıcı egzersizler) ağırlık çalışması ile birlikte yapılır. Bu nedenle kaslar fazla büyümez, sadece sıkılaşır ve estetik bir görünüm alır.